Aylardan Ağustos ve tatlı tatlı esintili bir yaz gecesi...








Bu kez kalemimin mürekkebiyle yazıyorum.Herşey natural olmalı böylesine böylesine özlemişken....Şimdi otorduğum sandalye eski atmaya kıyamadığımız cinsten...Odamın balkonu kimsesiz erik ve dutlar sarmış etrafı çepeçevre..Sonra yıldız yıldız bir gökyüzü ve şarkıdaki gibi ay şahit...

Müstakil bir evdi oturduğumuz bir çok anıya ortak olan ve inanır mısınız darbeye bile şahitti...

Müstakil bir evdi dedim ya koccaman bir bahçesi olan.Bahçesinde türlü türlü meyvalı ağaçları.Dut ,üzüm,elma,armut,erik.Dalından dalına pek çok çocuğun zıpladığı en kalın dalına hamak yaptığım tın tın sallandığım dut.Sonra gecekondumuz ve her yağmur yağdığında telaşla annemle beraber koştururduk.Mutfakta ne kadar tencere tava varsa harcardık hepsini damımızdan düşen damlalara..Ezberlemiştik artık sızan her bir köşesini yağmur yağdığında hazırlıklı olurduk...




Bir yılbaşı gecesiydi o evde tombala oynardık ama her yılbaşı sıkıcı gelirdi onun yerine ya yılbaşı programlarında gezinirdik yada eline alıp bir rakı şişesiyle şarkılar söyleyen ben eğlence olurdum.Öyle bir yılbaşı gecesi sona ererken etrafa saçılmış kuruyemişlerden nasibini almak isteyen minik fındık farelerimiz ve biz birbirimizi izleyip gülerdik.İnanın o sevimli fareleri bile özledim...


Girişte gölgelendiğimiz asma salkım salkım üzümlerinide alıp terketti bizi....




Basit bir örneği geçmişe duyulan özlemin banyo yaparken bu kez lavanta kokulu hacı şakirle yıkanmayı tercih ettim .Pahalı bir duj jelindende özel bir kokusu var onların.Her esintide uçup giden bir şeftali kokusu yerine üfür üfür lavanta koktum tüm gün.


Zaman ....zaman.... an....




Aslında bugün tüm bu yazdıklarımı tekrar okuyunca ve yazarken anladım yine biz farkına varmadan herşey kendini alıp gitmiş.Neyi sevsek elimizden uçmuş.




Zaman biz uyurken eskiye yol vermiş ..Eskide bir çırpıda pılını pırtısını toplayıp gitmiş ....N yazık..

















 

3 yorum:

MiM dedi ki...

Önce ilk damla, sonra diğerleri: ilk damlayı kıskanırcasına çatı arasından süzülürken. tık tık seslerinden adeta bir konser havası içine girerdik. Yer yer orkestrada kopmalar olsada, her türlü müzik senle güzeldi. Hiç kıyamazdım sana, tencereleri hep ben boşaltırdım. Hayır korkmuyordum. telaşımın nedeni: başını omzuma bir an önce yeniden koyman içindi. Sabahlara kadar mum ışığında ettiğimiz sohbetler. Havanın soğukluğuna inat sımsıkı sarılan iki beden, tek bedenimiz güneşe kafa tutardı.

Yetiştirdiğimiz dometesleri dalından koparıp sofraya getirene kadar kokusundan sarhoş ulurdun hep. Bastığın nemli toprağın kokusunuda getirirdin birlikte.

Hani... en parlak yıldıza aldırış etmeden, yıldız olur süzülürdük göklerde...

Off ya gittt yaaa, naptın sen Kupa Yaaa.
Oy oy oy oy...

Buzcevheri dedi ki...

Ohaa benim anılarımı yazmışsın. Hemen hemen hepsi aynı bu kadar olur yani... Şu anda o müstakil evimizin ve çocukluğumuzda türlü oyunlar oynadığımız o koca arsanın üzerine dikilmiş bir binada nefes almaya çalışıyorum.Anılarımın tepesine zıçtım üzerine oturdum resmen.. =(

KuPa k1z1 dedi ki...

@mim:ben naptın canım anı bunlar anı:)eskilerde kaldı bende olmasam kim özler küflü kokuları...

@buzcevheri:Nostalji yaptık ozmaan kafa kafaya:)En azından o arsada oturuyorsun;)ya gitseydiniz..

KuPa k1z1 nın şarkısı...